Genel Yayın Yönetmeni: Zeynep Duman
Bizleri birbirimizle tanışmamız için farklı milletler hâlinde yaratan
Hâlik Teâlâ, her işini hikmetle yapandır. Bizi farklı dillerde,
farklı kültürlerde, farklı damak tadına ve farklı anlayışa sahip olarak
yaratması; ufkumuzu gökler kadar genişletmek, bizi tekdüzelikten
kurtarmak ve bu idrakle kendisine yönelebilmemizi sağlamak içindir.
Bunca farklılığa rağmen bizi tek ilahta, tek peygamberde, tek dinde
birleştirerek zâtı etrafında dönen rengârenk pervaneler eylemiştir.
İşte bu bir temâşâdır seyretmek isteyene.
“Kardeşlik Dünyası” ekibi olarak bizler Allah’ın nasipli kullarıydık.
Allah, bizlerin bulunduğu kız Kur’ân kurslarının çatılarının altına
dünyanın dört bir yanından gelen ilim talebelerini doldurmuştu. Bizler,
kurs binalarımız içinde sanki pek çok ülkenin sokakları arasında
yürüyor, insanlarıyla tanışıyor, hayranlık ve taaccüple farklılıklarımızı
fark ediyorduk.
Çeşitli yaşlarda ve çeşitli mesleklerde olan bu genç kızları ve hanımları
kurslarımıza yönelten şey; İslâm’ı en güzel şekilde öğrenmek ve
kendi ülkelerine döndükten sonra İslâm’a aç insanlarına öğretmekten
başka bir şey değildi. Kimi Afrikalı, kimi Çinli, kimi Moğol, kimi
Arnavut’tu. 21. asırda dünyadan İslâm’ı söküp atmak isteyen şerli
ellerden, Hüdâyî’nin hidayet pınarına koşmuşlardı. Giyinişleri başka,
yürüyüşleri başka, zevkleri ve renkleri başka olan bu misafirler; bize
gözleri ışıl ışıl bakıyor, tebessümle aydınlanmış yüzleriyle bizlere
‘kardeşim’ diyorlardı.
Biz yıllarca bu ilim çatıları altında öyle güzel anılar biriktirdik, yurtlarına
dönen talebelerimizden öyle etkileyici hikâyeler dinledik ki;
bunları anlatmanın heyecanı içimize düştü. Çınara dönüşüp dünyayı
saran bu iyilik hareketinin dâsitanî ezgisini bir dergi vesilesiyle paylaşmaya
karar verdik. İşte bu elinizde tuttuğunuz, meraklı gözlerle
sayfalarını karıştırdığınız “Kardeşlik Dünyası” dergisi bu heyecanın
bir ürünüdür.
İlk sayımızda; “Hüdayi Ufkuyla İslam Kardeşliği” konusu etrafında
kurslarımızdan dünyanın farklı köşelerine dağılmış pek çok hanımın
İslâm’ı tebliğini, gayretlerini dile dökecek yazıları okuyucularımıza
sunmaya çalıştık. Müslüman ve dertli hanımların gözüyle seyredin
istedik olanları, yaşananları. Kurslarımızın kapılarını araladık sonra
sizlere. Kimi talebelerimiz kültürlerini tanıttı, kimi talebelerimiz ülkelerini
size gezdirdi, kimileri yemeklerini size ikram etti.
Dünya deyince Suriye’yi unutmamak gerek, komşumuz olarak en çok
hatırlanası. Röportajlarla bizlerden beklentilerini ve acılarını hissettirmeye
çalıştık, sınırlarda onlara şifa dağıtan doktorları dillendirdik.
Uzakdoğu’nun hafızalardan silinen İslâm dolu günlerini anımsattık,
Afrika’daki “Ecdâd Eli”ni gösterdik, hizmetin mahviyet içindeki öncülerine
gelen mektupları sunduk.
Velhâsıl-ı kelâm her sene yüzlerce yabancı talebeyi bünyesinde ağırlayan
ve onlar vesilesiyle dünyanın dört bir yanında eli kolu bulunan
bizler; elimizin değdiği, gözümüzün gördüğü pek çok değeri kısmen
bu dergiye sığdırdık, diğer kısmını da peyderpey paylaşmaya niyet
ettik.
Fark edilmesi, fark ettirmesi ve farkındalık oluşturması duâsıyla…