gana çiçek
2021 HAZİRAN - 2. SAYI Dergi Genel

İSLÂM İLE NASIL TANIŞTIM?

 

gana çiçek

Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla,

Hamd, Aliyy ve Hâdî olan Allah’a olsun. O’nun hidâyeti olmasaydı, ben bu hidayet trenine adım atamazdım.

Ben Akua. Müslüman ismimle Razika. Ganalıyım. Benim hidâyet hikâyem şöyle başladı:

On altı yaşındaydım ve liseyi bitirmeme az kalmıştı. Sınıfımda Müslüman bir öğrenci vardı ve lise birden beri hiçbir sınavda onu geçemiyordum.

Ne yaparsam yapayım, ne kadar çalışırsam çalışayım, o her sınavda sınıf birincisi oluyordu. Bu durum, annemi kızdırıyordu. Üstelik bu genç Müslüman’dı ve bu annemi çileden çıkarıyordu. Çünkü ben ve annem İslâm’dan ve Müslümanlar’dan nefret ediyorduk. Allah, beni ve annemi affetsin.

Sınıfta birinci olmak ve böylelikle annemi gururlandırmak için bir plan yaptım ve bu çalışkan öğrenciyle arkadaş olmaya karar verdim. Böylelikle nasıl çalıştığını ve başarılı olduğunu öğrenebilecektim. Sanki o da bunca zaman benim onunla yakınlaşmamı beklemişti. İslâm’ı bana teblîğ etmeye çok zekice bir usûlle hemen başladı. Gerçekten Müslümanlar çok akıllı ve zeki oluyor.

Genelde onunla teneffüs vakitlerinde görüşüyorduk. Bu vakitlerde çok güzel ve kıymetli sohbetler yaptık.

Fakat bir teneffüste benim tüm hayatım değişti. O gün bana: “Neden Hristiyansın?” diye sordu. Ben de “Çünkü ailem Hristiyan.” dedim. Bunun üzerine “O zaman neden ailen Hristiyan?” diye sordu. Bu soru üzerine afallayıp kaldım. Bir an önce anneme neden Hristiyan olduğunu sormam gerekiyordu. Koşup eve gittim ve anneme bu soruyu sordum. Annem, kör olan erkek kardeşi bir rahip tarafından iyileştirildiği ve görmeye başladığı için Hristiyan olduğunu anlattı. Ben de arkadaşımın yanına geri döndüm ve annemin verdiği bu cevabı ona ilettim.

Annemin verdiği cevabın onu ikna ettiğini düşünüyordum. Ama o başka bir teneffüste bana içinde İncil’den bazı bölümler bulunan bir kâğıt verdi ve “Bunları oku ve rahipten açıklamasını iste.” dedi.

Bana verdiği âyetler şunlardı:

“İsa, tanrı değil ancak bir peygamberdir.” (Yuhanna 5:30)

“İsa Tanrı değildir “ (Markos 13:32)

“İsa, çarmıha gerilmedi.” (Matta 26:39)

“İsa son peygamberi haber veriyor.“ (Yuhanna 14:15-16, Yuhanna 16:5-8 ,Yuhanna 16:12-14,Tesniye

18:18)

“İsa, selamun aleyküm, dedi.“ (Luka 24:36)

“İsa secdede dua etti.“ (Matta 24:39)

Kâğıtta yazılı olan bu kısımları kendi kendime okuduğumda biraz kafam karıştı. Çünkü bunlar rahibin bize anlattıklarından farklıydı. Bu sebeple bu âyetleri açıklaması için arkadaşımın dediğini rahibimizin yanına gittim ve âyetleri ona gösterdim. Büyük bir şaşkınlıkla verdiğim kâğıdı okuyan rahip çok sinirlendi. Bana hiçbir açıklama yapmadı ve ‘Sana bu kağıdı veren kimse onun yanına bir daha gitme!’ diye tembihledi.

Arkadaşıma rahibin davranışını anlatınca bana sadece “Bu âyetlerde bahsedilen emirlere bak ve bana bu emirlere Müslümanların mı yoksa Hristiyanların mı uyduğunu söyle!” diye sordu.

Kolejlere girişimizi belirleyecek son sınavlar yaklaşıyordu ve bu sebeple iki dini sorgulama fikrini bir kenara koydum ve sınava odaklandım.

Gana eğitim sisteminde her sene sonu sınavından sonra sonuçların açıklanmasına kadar üç ayı aşkın bir süre okullar tatildir.

Bu zaman süresince iki dini karşılaştırdım ve İslâm’ın gerçekten de o emirleri uygulayan din olduğu sonucunu elde ettim. İslâm, doğru dindi.

Bir yandan sınav sonuçlarının açıklanmasını bekliyor, bir yandan da aileme -özellikle anneme- dinimi değiştirmek istediğimi söylemek hususunda cesaret vermesi ve tarafından bir mucize bahşetmesi için Allah’a dua ediyordum. Terk edilmekten veya evden kovulmaktan gerçekten korkuyordum. Çünkü din değiştiren çoğu gencin başına gelen buydu.

Sınav sonuçları açıklanmıştı ve ben Tamale Kız Koleji’ne kaydolmuştum. Okulun ilk günü okulun kayıt işlemleri vardı. Okula okuma yazma bilmeyen kız kardeşimle gitmiştim. Kayıt sırasında okul yönetimi ismimi yanlışlıkla Müslüman öğrencilerin bulunduğu sınıfın listesine eklemiş ve böylece Müslüman bir sınıf annesine emanet edilmiştim. ‘İşte bu istediğim mucize!’ dedim kendi kendime. Kelime-i şehâdet getirmeye artık çok yaklaşmıştım.

Yatılı okuldaki ilk gecemde sınıf annem ismimim Hristiyan ismi olduğunu fark etti ve bana neden bu sınıfta olduğumu sordu. Ben de ona Müslüman olmadığımı ama Müslüman olmayı çok istediğimi söyledim. Sınıf annem bunu duyunca çok heyecanlandı ve arkadaşlarına söylediklerimi anlattı. Hiç vakit kaybetmeden gusül abdestini ve Müslüman olmam için gereken ilk şeyleri öğrettiler. Çünkü ertesi gün cumaydı ve kelime-i şehâdet getirmem için çok güzel bir zamandı.

Okuldaki ilk cuma günümde, cuma namazından hemen sonra, beni okuldaki bütün Müslüman öğrencilerin huzuruna çıkardılar. Hepsi de yüzlerinde tatlı gülümsemelerle ve heyecanla dinlerine katılmam için beni bekliyorlardı. İmam, kelime-i şehâdet getirdi ve ben de ondan sonra kelime-i şehâdeti tekrar ettim. İşte artık ben de İslâm dîninin bir üyesiydim.

O an, harika bir andı. Çünkü daha önce büyük bir sevinç ve heyecanla beni bekleyen ve izleyen büyük bir topluluğun önünde bulunmamıştım. Hepsi de dinlerine katıldığım için büyük bir coşku yaşıyorlardı.

O an hiç bitmesin istedim fakat beklediğimden çok daha çabuk bitti.

Karmakarışık duygular içindeydim. Müslüman oluşumun güzel anlarıyla hoşnutken bir yandan da büyük bir korku duyuyordum. Aileme yeni kimliğimi nasıl bildireceğimi bilmiyordum. Okulum kız okulu olduğu için kuralları ve sistemi çok katıydı. Telefonlarımızı sadece okuldan çıkarken veriyorlar ve her ayın ilk cumartesi günü hariç ziyaretçi kabul etmiyorlardı. Ben de eve gidinceye kadar ailemden bu durumu gizlemeye karar verdim.

Okuldan eve ilk gidişimde hayatımın en büyük ve acı sürpriziyle karşılaştım. Çok yoğun bir iş hayatı olan annem, meğer iki haftadır komadaymış. Bu, hayatımın en acı anıydı. Müslüman olduğumu gizlemeye karar verdim. Çünkü aileme böyle bir haberi vermek için hiç uygun bir zaman değildi.

Annem bir süre sonra kendine geldi ama sol tarafı felç olmuştu. Durumu iyiye gitmeye başladığında ona Müslüman olduğumu söyledim. Söylediğimde -düşündüğümün aksine- çok sert bir tepki vermedi.

Elbette bundan çok memnun olmadı fakat sağlık durumu sebebiyle sert bir tepki verecek hâlde değildi.

Müslüman olduğum için hiç şiddete uğramadım elhamdulillah.

Büyük ablalarım bana karşı çıkmaya çalıştı fakat annem buna izin vermedi. Fakat hayatım bir şekilde alt üst olmuştu. Çünkü ailemizin tek gelir kaynağı da annemin felç olmasıyla kesilmişti.

Bizler için büyük bir sıkıntı olan annemin hastalığı, benim için Allah’ın ikinci bir mucizesiydi. Bu şekilde beni Müslüman olma yolundan vazgeçirecek en büyük engel de ortadan kalkmış oldu. Ben bu durumu hidayet için ödenen bir bedel olarak görüyorum.

Müslüman olduktan üç yıl sonra kolejden mezun oldum. Fakat hayat benim için artık çok daha zordu.

Çünkü üniversiteye devam edecek maddî gücüm yoktu ve dînimi özgürce yaşamaya devam edebilmek için kendi ayaklarımın üzerinde durmam gerekiyordu. Bunun için de hemen bir iş bulmalıydım.

Birkaç öğrenciye ders vererek hayatımı kazanmaya çalıştığım sırada Allah dinimi daha iyi öğrenmem ve yaşadığım zorluklardan biraz uzaklaşıp ferahlamam için bana bir seyahat imkânı lütfetti. Müslüman olmuştum ama dînim hakkında çok az malumatım vardı. Sadece namazlarda Fatiha okumayı biliyordum.

Bir süre sonra dinî tahsil görmek için İstanbul’a, Fasl-ı Bahar Kursuna gittim. Orada; Müslüman olmanın aslında ne kadar mühim olduğunu, benim ne kadar nasipli olduğumu ve İslâm’ın ana kaynaklarının neler olduğunu öğrendim.

Orada İslâm hakkında daha önce bilmediğim pek çok şeyi öğrendim. Öğrendiklerim beni -ne yaşarsam yaşayayım- İslâm’dan asla vazgeçmemem için cesaretlendirdi. Gerçek şu ki; İslâm bana dünya hayatını nasıl yaşamam gerektiğini öğretti. Eğer Rabbim bana Türkiye’ye gitmeyi nasip etmeseydi bunları anlamam ve öğrenmem mümkün olmayacaktı.

Oradaki tüm ince ruhlu ve sevgi dolu hocalarıma hayatımı İslâm’la şekillendirmeme yardım ettikleri için minnettarım.

Son olarak tüm Müslümanlara ve Müslüman bir ailede doğanlara bir sözüm var.

“İslâm’a ulaşmak için herhangi bir bedel ödemediğinizden dolayı ne kadar büyük bir nimet içinde olduğunuzu bilin ve Müslüman olarak kalmak için ne gerekiyorsa onu yapın!”

RAZİQA AQUA BİNTY

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir